BERNA DOLMACI
Sisli Mavi / Misty Blue, 2022

Hurda kağıt üzerine, akrilik, kil, kahve, kına, çay, hibiskus, tohumlar/ acrylic, clay, coffee, henna, tea, hibiscus and seeds on waste paper, 450x450x110

Fotoğraf: Orhan Cem Çetin

TR

Deniz dalgalandıkça, dalgalar büyür;

Uzakta olanın bilinmezliğine,

…,Yaklaştıkça uzaklaşan

Uzaklaştıkça kaybolan,

Kaybolmaya dönük mavi.


Sanayileşme ile birlikte gelen şehirleşmenin öngörülemez betonlaşması ve tüketim çılgınlığı doğanın gittikçe yok olmasına neden olmaktadır. Doğadan koparak yapay bir yaşam alanı içerisinde sıkışan insan, betonlaşmanın boğuculuğu ile sürekli yüzleşmek durumundadır ve kendine yeni bir yaşam alanı inşa etme çabasına girmiştir. Her şeyin daha fazla olmasını hedefleyen insan, sanayinin kalkınmasına olanak sağlayarak doğanın sömürüsüne de katkıda bulunmuştur. Son yıllarda daha fazla rast geldiğimiz küresel ısınma, iklim krizi, kuraklık insanın yarattığı alana sirayet ettiğinde insan doğanın sesini duymaya çalışır olmuştur. Sisli Mavi isimli çalışma Dolmacı’nın yaşayıp, büyüdüğü yer olan Eski Foça’dan bir kesittir. Balıkçı kasabasında büyüyen Dolmacı için deniz imgesi her şeyi örten, bazen dinleyen bazen de konuşan bir ‘öz’ varlıktır. İnsanın dünyadaki tek özne olmadığını insan merkezli olan tüm algıların yıkılmasını ve tüm oluşlara saygıyla tekrar yaklaşılması gerektiğinin altını çizer. Ayrıca, koku kullanarak imgedeki  doğa tasvirine ait izleyicinin belleğinde kalıcı bir kod oluşmasını hedefler. Böylelikle, betonlaşmanın getirdiği boğuculuktan uzaklaşmak isteyen izleyici için bir çıkış noktası önermektedir. Atık kağıtları; doğal boyalar, akrilikler ve çeşitli tohumlarla dönüştürüp kolaj tekniğinde yeniden oluşturan Dolmacı, çeşitli materyallerle yüzeyde dokular elde etmektedir. Bu bağlamda, çalışmanın organik yapısı imgedeki ”doğa ve deniz” tasviri ile somut bir tutarlılık göstermektedir.

 

Biyografi

1994 yılında Akşehir’de doğmuştur. DEÜ-GSF Resim bölümünde lisans eğitimini tamamlayan sanatçı DEÜ-GSE Resim Bölümü Anasanat Dalı’nda yüksek lisans eğitimine devam etmektedir.

İzmir’de yaşayan ve üreten Dolmacı’nın çalışmalarının en temelinde eskiz defteri pratiği yer almaktadır. Eskiz defterine olan yaklaşımı görsel günlük pratiğinde olup, karşılaştığı o an’a ait olan imgenin kayıdını; hem yazınsal hem de görselleştirerek kaydeder. Aynı zamanda bulunduğu yerde var olan; yaprak, şeker ambalajı, fiş, çiçek, saç teli, kağıt gibi… O an’a ait ‘bir şeyi nesnel olarak da kaydetmeyi hedeflemiştir. Zamanla anların kaydını tutan görsel günlük, salt kolaj tekniği ile gitmeyi arzuladığı el değmeyen doğa soyutlamalarına dönüşüp evrilmiştir. 2017 yılından itibaren defterin dışına çıkıp, endüstriyel dışı organik malzemelerle renklendirdiği atık kağıtlarla büyük kolajlar üretmeye başlamıştır. 2018 yılından bu yana kolajların mekanla bağlantısı giderek güçlenmiş, süreç odaklı kamusal alanlarda büyük enstalasyonlar ve mekan kaplamaları olarak kendilerini göstermiştir. 2019 yılından bu yana çalışmalarını ekolojik temelli sanat anlayışı ile üretmeye başlayarak, 2020 yılından bu yana da, seçmiş olduğu araziyi atölye olarak kullanıp belli periyotlarda orada konaklayarak çalışmalarını üretir hale gelmiştir.

Dolmacı çalışmanın ana malzemesini; bulunduğu arazinin yüzeyindeki toprağı ve bitkileri kullandığı gibi kendi tüketmiş olduğu topraktan gelen sebze ve meyvelerin kabuklarını kesip, kurutup- çekirdeklerini de dahil ederek kullanıyor. Çalışmaları sergilenebilir halini alırken; bulunduğu alan göz önünde bulundurulur ve nihai formuna kavuşur. Böylelikle çalışmanın yaşamsal yeni süreci başlar.

 

EN

Waves flux as the sea swells,

Into the obscurity what is far away,

As the vanishing blue

Stays afar as one gets close

And ceases to be.

Industrialization brought about the unpredictable occupation of the concrete in urbanization, and the consumption frenzy. What follows is the destruction of nature. Being detached from nature and trapped in an artificial living space, humankind has to constantly face the suffocating effect of the concrete, and make an effort to build a new living space for itself. Gasping for more, humankind also contributed to the exploitation of nature by industry. As global warming, climate crisis and drought spread all over the realm created by it, the humankind attempts to hear the voice of nature. The artwork entitled as “Misty Blue” represents a section of Old Foça, where the artist lives. For Dolmacı, who grew up in the village Balıkçı [Fisher], the image of the sea is an essential entity that embraces, listens and speaks to everything. The artist emphasizes that humankind is not the only being in the world, that all anthropocentric perceptions should be eliminated, and everything should be respected. Moreover, by using odors, she aims to create a permanent code regarding the depiction of nature in the memory of the audience. Thus, she proposes a starting point for the audience who wants to get away from the suffocating concrete.Using waste paper transformed with natural dyes, acrylics and various seeds, and recreating it in a collage, Dolmacı obtains textures on a surface with various materials. In this context, the organic structure of the artwork becomes consistent with the depiction of “the nature and the sea" in the image.

https://artvizit.co/bernadolmaci/

https://www.instagram.com/bernadolmaci/

http://bernadolmaci.com/hakkinda/

Biography

Berna Dolmacı was born in Akşehir in 1994. The artist completed her undergraduate education in the painting department of Dokuz Eylül University’s Fine Arts Faculty (DEU-GSF), and she now pursues her master’s degree in the same field at the same university’s Fine Arts Institute (DEU-GSE).

Sketchbook practice is at the heart of the works of the artist, who lives and produces in İzmir. Her approach to the sketchbook can be understood in the context of “visual diaries,” which documents the image of the moment she faces in both literary and visual ways.At the same time, she aims to document the objects that belong to “that moment” in wherever she is, like a leaf, sweet wrapper, sales slip, flower, a string of hair and paper.Her visual diary, which saves records of the moments,has gradually evolved into abstractions of unspoilt nature where she wants to go to, making use of the technique of collage.Starting with 2017, she has gone out of the notebook, and started creating large collages with waste paper, which she coloured with non-industrial organic materials.However, starting with 2018, her collages’ connections  with the venues have gradually intensified and strengthened, and manifested themselves in process-oriented public realms as large installations and venue coatings. Since 2019, she has been creating ecological-based art while since 2020, she has been using the areas she chooses for her art as ateliers, where she has also spent the nights in specific periods, to create her works.

Dolmacı uses the main material of her works, the soil and the plants in the area where she is, including the vegetable and fruit she consumes and which come from that soil; cutting and drying the skin and seeds of those vegetables and fruit. As the work takes the shape that can be exhibited, the area it is in is taken into consideration  and it takes its final form. Therefore, the new biotic process of the work begins.